2025 yılına kadar iş arkadaşlarımız yapay zeka olabilir
Pandemi ile birlikte bir anda dijitalleşme suratı artan dünya, artık yapay zekâ ve robotların birebir süratle hayatımızda yer almasına şahit olmaya başladı. Çevrimdışı iktisadın dijitalleşmesi hızlandı. Teknoloji şirketleri daha da değerli hale geldi. Dijital dönüşüm suratını artırıyor. Çalışma günü sayısı 4’e gerçek giderken istihdamın yarısı meskenden çalışır hale gelmeye başladı. 2025’e kadar yapay zekâ iş arkadaşlarımız artacak. Pekala, buna ne kadar hazırız?
Hızlı bir değişim ve dönüşümün içerisindeyiz. Bu sürecin başlamasını ise pandemi sağladı. Pandemi sonrası enflasyon ile birlikte taçlanan yeni iş modeli hibrit çalışma hali artık hayatımızın bir kesimi haline geldi. Maliyetleri kısmak, verimliliği artırmak için yeni adımlar atmaya çalışırken yeni yollar da bulmak zorundayız.
Ekonomi gazetesinden Erdem Oğuz’un yazısına nazaran Yatırım bankası Goldman Sachs’ın raporuna nazaran yapay zekâ (AI) 300 milyon tam vakitli işin yerine geçebilir. Bununla birlikte yapay zekâ ABD ve Avrupa’daki işlerin dörtte birinin ortadan kalkmasına neden olabilir; fakat tıpkı vakitte yeni işlerin ortaya çıkmasını ve verimliliğin yükselmesini sağlayacak.
“BİZ Mİ ROBOT HALE GELİYORUZ, ROBOTLAR MI BİZLEŞİYOR?”
Raporda yıllık global olarak ortaya konan hizmet ve üretimin %7 artabileceği belirtiliyor. İnsanların yarattıklarından ayırt edilemeyecek kalitede içerik ortaya koyan üretici yapay zekâdaki gelişme büyük bir adım olarak tanımlanıyor. Bir testte bana 24 farklı metin gösterdiler ve “hangilerini bot (yapay zeka) yazdı, hangisini insan yazdı?” diye sordular… Tümü; piyasa tahliline dair metinlerdi. Ben de “şunu şunu bot, şunları da insan yazdı” demişti. Sonuç; tümünü yapay zeka yazmış meğer…
Sorduğumuz her soruya anında karşılık üreten iş arkadaşlarımız. Gündemimizi, toplantılarımızı düzenleyen; göndereceğimiz e-postalardan yapmamız gereken işlere kadar listeleyen yapay zekâ çalışma arkadaşları.
“Biz mi robot hale geliyoruz, robotlar mı bizleşiyor?” sorusunu da sorduruyor. Yüksek kaliteli doğal lisan metinleri üreten robotlar daha başlangıç kademesinde birçok bölümde karşılık buldu. Doğal lisan sürece alanında yeni teknolojilerin kullanımı bize farklı alanlar açıyor. Bu basamakta sanki bizim Türk Lisan Kurumu ne yapıyordur sanki? Hala “kütüphane” sözünün Çağatayca ile ilgisini mi araştırıyordur?
Hayatımızda esasen yer alan 5G, yapay zekâ, sesli asistan, sanal çalışma alanları, uzaktan çalışma, izleme teknolojileri, anında nokta atışı teslimat, sürdürülebilirlik mevzuları artık artık özümsenerek denkleme yeni bileşenler dahil olmaya başladı.
ETİK VE ZIMNİLİK SIKINTILARI EHEMMİYET ARZ EDİYOR
Yapay zekâ, Kuantum Bilgisayarlar, Blok Zincir, Giyilebilir Teknolojiler, Web3 ve Dijital Kimlik uygulamaları. Pekala, bu kadar mı? 2030 yılında duyular dijitalleşmeye başlayacak. Duyular mı? İnsanı ürkütmüyor değil… Bizden daha hassas botlar üretirsek bir mühlet sonra “sorun çıkarıyorlar” diye insan ırkına karşı önlem (!) geliştirmeye başlayabilirler mi? Bu soru, bilim kurgu sinemalarının irdelediği konu…
Duyuların dijitalleşmesi bilhassa e ticaret alanında farklı boyut getirecek. İnsanların dijital ortamda da duyularını kullanabilmesi daha gerçekçi varsayımların yapılabilmesine imkan sağlayacaktır. Elbette bu teknolojiler sıkıntıları ile birlikte hayatımıza dahil olacak. Bilhassa etik ve kapalılık problemleri karşımızda duracak değerli mevzular.
Yapay zekâ üzerine yapılan çalışmalar giderek daha fazla öne çıkmaya başlıyor. Kuantum bilgisayarların ticari kullanımı ve kuantum makine öğrenmesi mevzularının gelecek teknolojiler açısından kritik değere sahip olacak. Hayatımızda artık klasik bilgisayarların yerini daha karmaşık süreçleri yapan bilgisayarlar dolduracak.
Klasik bilgisayarların işlemesi, elektronların “0” yahut “1” olarak belirtilen dijital bitleri işlemesi üzerine konseyidir. Meğer kuantum bilgisayarlarındaki qubitler (kuantum bitleri), hem 0 hem de 1 olabilirler. İşte bu özellik fark yaratıyor. Kuantum bilgisayarlarının birçok farklı mümkünlüğü tıpkı anda işleyebilmesini sağlıyor ve sonuç olarak çok daha süratli ve karmaşık hesaplamalar yapılabilir.
“2040 YILINDA NAKİT KULLANIM TERCİH EDİLMEYECEK”
2030’lu yıllara gelindiğinde, fizikî dünyada yaşanan tecrübelerin benzerlerinin, dijital duyu etkileşimi ile koku, tat ve kanılarda de yaşanmasının mümkün olması bekleniyor. Örneğin bir e-ticaret sitesinden parfüm almadan evvel onu koklamak, evdeyken bir kumsaldaymış üzere deniz kokusunu içinize çekip denizin nemini ciltte hissedebilmeniz mümkün olabilecek.
Nakitsiz bir hayata geçtik ve bu giderek büsbütün yer kaplayacak. Blockchain sistemleri global bankacılıkta ön plana çıktı. Dijital cüzdan üzere kavramlar daha çok kullanılıyor. Gördüğümüz o ki nakit kullanımı 2040 yılına gelindiğinde global çapta ender karşılaşılan, tercih edilmeyen bir formül olarak görülecek.
Pandemi sonrası tabiatın, doğal ömrün kıymetini kavradık. İş hayatı ve yeni krizlere hazırlıklar, iklim krizinin tesirlerinin sürdüğü günümüzde sürdürülebilir güç kavramı, sürdürülebilir ticaret, uzaktan ve hibrit çalışmanın insan ve kesimlere olan tesirlerinin pek çok ülkenin gündeminde daha geniş yer tutmaya başladı.
Önümüzdeki yıllarda dijitalleşen dünyada en çok öne çıkacak hususların başında ise Metaverse geliyor. Mağazaların metaverse dünyasında süratle yerini almaya başlaması ve tecrübelerin baştan tasarlanması öngörülüyor. Fizikî dünyada karşılaşılan birçok mahzurun bu yeni dünyada mani olmaktan çıkacağı aktarılıyor.
patronlardunyasi.com
