Cumhurbaşkanı Erdoğan kabine sonrası konuşuyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları şöyle;

“Dünya ve ülkemiz açısından sıkıntı geçen 2021’i uğurladık, yeni umut ve heyecanlarla 2022 yılına girdik. Yeni miladi yılın milletimiz ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Son 2 yıla damgasını vuran koronavirüs salgını ve tetiklediği global ekonomik sıkıntıların bir süre daha herkesle birlikte olumsuz etkileyeceği anlaşılıyor.

“İstihdamda yıllık 2 milyonu bulan artış sağladık”

Geçtiğimiz 20 yılda altyapıda ilerleme sayesinde Türkiye’yi sıhhat krizinden değerli tarafta ayrıştırmayı sağladık. Her ne kadar birileri milletimizin moralini bozmaya çalışsa da dünyayı izleyen herkes Türkiye’nin durduğu yeri takdirle karşılıyor. 2021 yılı ihracat sayılarını açıkladık. Salgının ekonomiler üzerindeki baskısının arttığı geçmiş yıl Türkiye, süratli büyüme eğilimini sürdürmüştür.

İmalat endüstrinde kapasite kullanım oranı yüzde 80’e dayanırken istihdamda yıllık 2 milyonu bulan artış sağladık. Biz ihracatımızı yüzde 33 yükseltmeyi başararak farkımızı ortaya koyduk. Geçtiğimiz yıl ulaştığımız 225 milyar 368 milyon dolarlık ihracatla Cumhuriyet tarihinde birinci kez global ihracattan aldığımız hissesi yüzde 1’in üzerine taşıdık.

“Dış ticaret açığımız 46 milyar dolara geriledi”

2002 yılında 36 milyar dolar olan ihracatımızı 6 kattan fazla arttırdığımızı görüyoruz. 20 yıl evvel 88 milyar doları bulmayan dış ticaret hacmimiz 500 milyar dolar sonuna dayandı. Dış ticaret açığımız 46 milyar dolara geriledi.

Dış ticaretimizde ulusal paramızı kullanım düzeyimizin 183 milyar liraya ulaşması bir öbür değerli gelişmedir. 225 milyar 368 milyon dolarlık 2021 yılı ihracatımızın ülkemize, milletimize, kesimimize iyi olmasını diliyorum.

Girdiğimiz yeni yılda ihracatımızı çok daha ileri düzeylere çıkarmak için pek çok program, plan, proje var. İnşallah hepsini kararlılıkla harekete geçireceğiz. Dış ticaret fazlası veren gayemize daha çok yaklaşıyoruz. Salgının turizm kesiminde yol açtığı olumsuz tesirleri süratle ortadan kaldırmak için aldığımız önlemlerin, teşvik ve dayanakların karşılığını bilhassa gördüğümüz dönemi geride bıraktık. 29 milyon turist sayısı, 24 milyar doları açan turizm geliri ile kapattık. Turizmde evvelki yıla nazaran ziyaretçi sayısında yüzde 83, gelirde yüzde 100’lük artış sağladık.

KOSGEB’te kapsam genişletiliyor

Büyük atılım sayesinde kayıtlarımızın kıymetli kısmını telafi etmekle kalmadık, Akdeniz havzasında rakiplerimizi geride bıraktık. Artık gayemiz çok daha yüksek gelir düzeyine çıkmaktır. 2022 yılı bu gayeye biraz daha yaklaştığımız verimli, bereketli, yararlı bir dönem olacaktır inşallah.

KOSKEB dayanaklarıyla ilgili bir muştuyu paylaşmak istiyorum. Nisan ayında mikro, küçük işletmelere yönelik süratli takviye programı başlatmıştık. Bu programın kapsamını yeni mezun gençlerimizi istihdam edecek formda genişletiyoruz. Meslek lisesi, üniversite mezunu gencimizi en az 12 ay boyunca istihdam etme taahhüt eden işletmelere 100 bin lira takviye veriyoruz.

Bu takviye sayısı faizsiz olarak iki yıl sonra 24 ayda geri ödenecek. 75 bin yeni meslek lisesi, üniversite mezunu gencimizi istihdama dahil etmektedir. Müracaatları bugün açılan programa işletmelerimizi katılmaya davet ediyoruz.

“Piyasaları paniğe sürükleyecek senkronize kampanya başlattılar”

Türkiye 2021 yılında iktisatta yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari istikrar odaklı büyüme yaşadı. Dünya ticaret hacminin yüzde 5,3 küçüldü. Global ticaretin yine hareketlenmeye başladığı büyümede çift haneli sayıları yakalayacağımıza inanıyoruz.

Salgın periyodunda G-20 içinde en süratli toparlanan ve büyüyen ülkelerin başında geliyoruz. Türkiye’nin sergilediği performans bizi dünyanın en büyük 10 iktisadına girme maksadımıza adım adım yaklaştırıyor. Karşılaştığımız meşakkatler, ödediğimiz bedeller de var. Bunlardan biri döviz kurunda yaşanan istikrarsız dalgalanmadır. Kurdaki yükselişi bir düzeye kadar ekonomik işleyişe ve ülkemizin ihracattaki maksatlarına uygun olduğu için sorun etmiyorduk. Lakin bir yandan sonra iş gerisinde berbat niyetlerin belirdiği farklı görünüme büründü. Kimi siyasetçi, medya kuruluşu, akademisyenler piyasaları paniğe sürükleyerek senkronize kampanya başlattılar.

3-4 yıl evvel yurt dışı emsal ataklara maruz kaldık. Aldığımız önlemler sayesinde yurt dışından Türk iktisadına yönelik sinsi hücumların önünü büyük ölçüde kesmiştik. Son kampanyada daha çok yurt dışındaki yatırımcıları panikleterek birebir hedefe varılmak istenmiştir. Dalgalanmanın durulmadığı görülünce 20 Aralık’ta açıkladığımız önlem paketi ile piyasaların yine istikrara gelmesini sağladık.

“78 milyarlık geçişin yaşanması, inancın işaretidir”

Dışarıdan yapılabilecek taarruzlara karşı bir benzerini içeride de kurmuş olduk. Parasının bedelini korumak isteyen vatandaşlarımız, iş dünyasına sunulan alternatiflerin piyasalar tarafından kabul gördüğünü gördü. 78 milyarlık geçişin yaşanması, vatandaşlarımızın iktisat programımıza olan inancın işaretidir.

İştirak finans kurumlarını da dâhil ederek bu uygulamayı genişletiyoruz. Bu yaklaşımı yeni araçlar, tekniklerle 2022’de daha da güçlendireceğiz. Önlem paketinin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin getirdiği imkânlarla hayata geçirilebilecek olanların tamamını uygulamaya soktuk. Merkez Bankası Döviz Tevdiat ve Altın Hesaplarından TL’ye dönüşmesine ait bildirimleri yayınladık.

İhracatçı ve ithalatçı firmalara TL vadeli döviz satım ihalesine başlandı. Bu satışlardaki stopaj oranı sıfıra çekildi. Yastık altındaki altınların iktisada kazandırılması çalışmaları kapsamında hurda altın değerlenmesinde kullanılmasında taban sayısında değişiklik yapıldı.

Bankalardaki altın hesaplarında tutulan birikimler fiziki altın olarak da alınabilecek. Darphane altın eserleri bazında açılan hesaplar fiziki altın olarak istenebilecek. Kredi garanti fonu daha etkin çalışmasıyla ilgili protokol yakında hayata geçiriyor.

TL için Hazine dayanağına, ihracat, imalat sanayi şirketleri için kurumlar vergisinde 1 puanlık indirim, ferdi emeklilik sisteminde devlet katkısını yüzde 30’a çıkartılmasına, yatırım fonlarından elde edilen kâr hisselerinden istisnayla ilgili kanun değişikliği düzenlemeleri yarın Meclis’in takdirine sunuluyor.

Bugüne kadar milletimize ne kelam verdiysek yaptık. Bundan sonra da verdiğimiz her kelamı yerine getirmeye devam ediyoruz. Geçtiğimiz yıl hepimizin canını yakan yüksek enflasyon ve onun ötesinde hadiseyi söz eden fahiş fiyat artışlarıdır. İki sebebi vardır. Birincisi salgın periyodunda global emtia fiyatlarındaki olağanüstü yükselmedir. Salgın periyodunda dünyada petrol fiyatları neredeyse iki katına, kömür fiyatları üç ila beş, doğalgaz fiyatları 6-10 katına çıkarken, tarım eserleri fiyatları yüzde 25 arttı.

Pek çok ülke elektrik tarifelerini ortalama 3 kat arttırdı. Biz ise güç fiyatları konusunda vatandaşımızı koruyacak yol izledik. Geçtiğimiz yıl elektriği yarı fiyatına, doğalgazı beşte biri, akaryakıt fiyatlarında eşel taşınabilir sistemiyle epey düşük satış fiyatları sağladık.

Doğalgazda 80 elektrikte 20, akaryakıtta 64 milyar liralık kamu ismine fedakarlık yaptık. Vatandaşlarımızın cebinden doğalgaz, elektrik, akaryakıt, mazot faturası olarak çıkacak 165 milyar lirayı kamu kaynaklarıyla karşıladık. Kamunun vatandaşlarımıza dayanağı sürmektedir.

Hane halkının kullandığı doğalgaz ve elektrik faturalarında tarifeler vatandaşlarımız lehine düzenlenmiştir. Ülkemizde 2002 yılında 150 kilovat elektrik ve 125 metreküp doğalgaz kullanımı karşılığında minimum fiyatın yüzde 47’sini oluşturuyordu. Artık tıpkı ölçüde elektrik, doğalgaz için taban fiyatın yüzde 13’ü düzeyindedir. Vatandaşımızı fiyat artışlarına ezdirmeme kelamını burada yerine getirdik.

Vatandaşlara yapılan kömür yardımlarının yeni yılla birlikte doğalgaz takviyesi faturası olarak verilebileceği haberini sizlerle paylaşmak istiyorum. Akaryakıtta eşel taşınabilir sisteminden olağan tarifeye dönüldüğü için petrol fiyatları, döviz kurlarıyla belirlenen tarife yürürlüğe girmiştir. Vatandaşlarımız akaryakıta daha hesaplı fiyata erişebilmektedir.

İstikrar kazanmaya başlayan kur dikkate alındığında petrol fiyatları üzerinde baskının yakında aksine dönmesi beklenebilir. Bitkisel yağ fiyatlarındaki artış yüzde 70, şeker fiyatları yüzde 50, tahıl yüzde 32’yi bulmuştur. Market fiyatlarındaki artışın bir kısmı bu global fiyatlandırmadır.”