Erdoğan’ın BAE ziyaretinde yeni mutabakatlar öngörülüyor
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Abu Dabi Veliaht Prensi Pir Muhammed bin Zayed El Nahyan’ın 24 Kasım 2021’de Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyaretin akabinde Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) 14-15 Şubat’ta iade ziyareti yapacak.
Erdoğan, ziyareti sırasında Abu Dabi ve Dubai’de temaslarda bulunacak.
Erdoğan’ın Dubai Expo’da “Türk Ulusal Günü”nün açılışını gerçekleştirmesi ve iş insanlarıyla bir ortaya gelmesi planlanıyor.
Ayrıyeten, iki ülke ortasında 24 Kasım 2021’de başlayan yatırım sürecinin akabinde yeni mutabakatların imzalanması öngörülüyor.
“BAE’ye ihracatta kullanılmayan potansiyel 1,8 milyar dolar düzeyinde”
Dış Ekonomik Münasebetler Konseyi (DEİK) Türkiye-BAE İş Kurulu Lideri Tevfik Öz, AA muhabirine, ziyaretin iki ülke ekonomik münasebetlerine sağlayacağı katkıya ait değerlendirmede bulundu.
İki ülke ortasındaki bağlarda yaşanan olumlu gelişmelerin süratle ticari ve ekonomik bağlantılara de yansıdığını belirten Öz, uzun müddettir devam eden ticari sakinlik periyodunun yerini ticari aktivitelerin tekrar sürat kazandığı, karşılıklı yatırım ve ticaretin canlandığı yeni bir periyoda bıraktığını söyledi.
Öz, Türkiye’nin, BAE ile ikili ticaretinde 2014-2017 devrinde net ihracatçı pozisyonundayken 2018-2020 devrinde net ithalatçı pozisyonuna geçtiğini bildirdi.
BAE’nin dünyadan ithal ettiği en önemli eserlerin elektrikli aygıtlar, altın ve mücevher, makineler, otomotiv, güç, plastikler, hava taşıtları, demir-çelik eserleri olduğu bilgisini veren Öz, Milletlerarası Ticaret Merkezi (ITC) ihracat potansiyeli hesaplamalarına nazaran, Türkiye’nin BAE’ye ihracatında kullanılmayan potansiyelin 1,8 milyar dolar seviyesinde olduğunu lisana getirdi.
Öz, başta altın ve mücevherat olmak üzere kıyafet, makine ve elektrikli eserler, motorlu taşıtlar, besin, meyve ve plastik dallarında kullanılamayan büyük ihracat potansiyeli olduğuna işaret ederek, “Siyasi bağlarda yaşanan olumlu gelişmelerin de rüzgarıyla gelecek periyotta Türkiye-BAE ticaret hacminin artış göstereceğini ve Türk özel kesimi için de atıl kalan ihracat kapasitelerinin amaç kesimlere odaklanılarak potansiyel düzeye ulaşılabileceğini öngörebiliriz.” dedi.
