Eski Başbakan Binali Yıldırım’ın çocukları ve kardeşi Kızılay’dan çıktı

Cumhuriyet gazetesi müellifi Barış Terkoğlu bugünkü yazısında Ahmet Davutoğlu’nun “Ne işi var Binali Yıldırım’ın çocuklarının Kızılay’ın başında” kelamlarını hatırlattı. Binali Yıldırım’ın pek çok akrabasının hemşerisinin kurumda misyon yaptığını tabir etden Terkoğlu, Kızılay’a yapılan okul bağışının gerisindeki öyküyü aktardı.

Barış Terkoğlu, Murat Ağırel’in “Yağma” isimli kitabında Yıldırım ailesinin yaptırdığı okulun Büyük Zigana İnşaat üzerinden yaptırıldığını kaydederek, “Bir vakitler TÜRGEV’e Kızılay üzerinden aktarılan bağışlarda gördüğümüz üzere, bu transfer, “vergiden kaçınmayı” da sağlıyor” dedi.

Barış Terkoğlu’nun yazısı şöyle:

“Su bir kere bulanmayagörsün. Balıklara bile yolunu şaşırtır.

Gazetemizin muharriri Murat Ağırel’in “Yağma” kitabı, Sayıştay raporlarına yansıyan sıra dışı olayları husus alıyor. Üniversite arşivlerindeki tarihi yapıtlardan otoyol ihalelerine kadar, kamunun nasıl delik deşik edildiğini gösteriyor.

Elbette aslan hissesi, zelzeleden sonra çok tartıştığımız Kızılay’ın.

Hatırlayın; çok değil, iki ay evvel Ahmet Davutoğlu bahsi açtı:

“Ne işi var Binali Yıldırım’ın çocuklarının Kızılay’ın başında? Hangi Kızılay faaliyeti münasebetiyle orada bulunuyor? Bir tanesi de değil. Gelini, oğlu, bütün akrabaları… Zira orada rant var, statü var, milletin parasıyla saltanat sürmek var.”

Davutoğlu’nun anlattığı öykü bilinmeyen bir şey değildi. Kızılay’ın üzerinde Yıldırım’ın adeta gölgesi vardı.

Binali Yıldırım’ın kardeşi İlhami Yıldırım, Kızılay’ın İstanbul şube başkanlığını uzun yıllar yürüttü.

Yıldırım’ın kızı Büşra Bahar Köylübay, tıpkı şubede lider vekilliği yaptı.

Yıldırım’ın gelini, yani oğlu Bülent’in eşi Seda Yıldırım, yeniden İstanbul Şubesi’nde idare şurası üyeliği yapmıştı.

Ali Kurumahmut’tan Vahdet Erdoğan’a, Mehmet Uğurelli’den Bekir Kaplan’a, Mehmet Ali Ergin’den Nazif Barış Çiftçioğlu’na, Abdülvahit Şimşek’ten Yılmaz Sezgin’e kadar bir dizi hemşerisi, akrabası, çalışma arkadaşı Kızılay’da vazife yaptı.

Kızılay’da AKP içi fraksiyonların arbedesi sayesinde, Yıldırım’ın gölgesi daha da görünür oldu.

Şirket koşullu bağış

Ağırel’in kitabında bu öyküyü daha farklı kılan bir doküman var.

Şöyle anlatayım…

İzmir Karabağlar’da, Binali Yıldırım’ın açılışını yaptığı bir okul var: Bahar Yıldırım İlkokulu ve Havva Yıldırım Anaokulu.

Bahar Hanım, Binali Yıldırım’ın annesi, Havva Hanım ise kayınvalidesi.

22 Nisan 2018’de açılan okulun kıssası İzmir Valiliği’nin sitesinde şöyle tanıtılmış:

“Binali Yıldırım’ın çocukları Bahar Büşra Köylübay, Erkam Yıldırım ve Bülent Yıldırım’ın bağışlarıyla yapılan okulun…”

“Yağma”da, bu okulun kuruluş evrakı yer alıyor.

Zira okul, direkt Binali Yıldırım’ın ailesi tarafından değil, Kızılay ile imzalanan protokolle yapılmış. İlkokul için 3 milyon 50 bin liralık, anaokulu için 1 milyon 24 bin liralık anahtar teslim bedeli var.

Protokollerde, ilkokul bağışçısı Erkam Yıldırım, Bahar Büşra Köylübay, Semiha Yıldırım, Bülent Yıldırım yazıyor. Anaokulu için ise Derin Denizcilik AŞ. Kelam konusu şirket de Yıldırımların aile şirketi.

Protokolde bir detay var…

Yıldırım ailesi, Kızılay’a “Al okul yap” diye parayı verip bırakmamış. Bu, “şartlı bağış” özelliği taşıyor.

Peki kural ne?

Ağırel’in yayımladığı dokümandan aktaralım:

“Okul binasının, ‘müvekkillerinin bildiği’ ve 2017-2018 eğitim yılına yetiştirmeyi taahhüt eden, Büyük Zigana İnşaat Bakliyat Madencilik San. ve Tic. AŞ’nin müteahhitliğini üstlenmesi kaydıyla, kurumumuza kurallı bağış yapmayı düşündüklerini ilettikleri…”

Yani, Yıldırım ailesi, Kızılay’a parayı verirken, “okulu Büyük Zigana İnşaat’ın yapması” koşulunu getirmiş. Kızılay da kabul etmiş. Ve okullar inşa edilmiş.

Şirket tanıdık çıktı

Elbette bunun sağladığı bir avantaj da var. O da protokolde yazıyor: “Söz konusu okul imal işinin KDV’den muaf olarak yapılması ve ödenmesi.”

Bir vakitler TÜRGEV’e Kızılay üzerinden aktarılan bağışlarda gördüğümüz üzere, bu transfer, “vergiden kaçınmayı” da sağlıyor.

Ancak…

Asıl problem, Kızılay’a, bir manada “tanırız, biliriz” denilen Büyük Zigana İnşaat.

Söz konusu şirketin bir internet sitesi yok. Ancak Ticari Sicil Gazetesi’ne nazaran 2014 yılı başında tescil edilmiş. Şirketin Ulaştırma Bakanlığı ihaleleri aldığı arşivlerde görünüyor.

Öte yandan şirketin 2017 yılında sermayesini azalttığı, sonrasında bölündüğü de görülüyor. Devralan iki şirketten biri Büyük Manyas Tarımcılık, öbürü ise Büyükkonak Gayrımenkul İnşaat. İki şirket de Binali Yıldırım’a yakınlığı ile bilinen, Bayburt Grup’un sahibi Şentürk ailesinin fertlerinin paydaşlığı. Hakikaten, okulu yapan, şirketi kuran Ömer Korkut da burada idare şurası üyesi.

Kısacası, Yıldırım’ın ailesi, kendi isimlerine okul açarken, evvel Kızılay’a bağış yapıyor. Kızılay’dan ise kendi tabirleriyle “bildikleri”, halk tabiriyle “kendilerine yakın” şirkete inşaatı vermelerini istiyor. Kızılay da bunu onaylıyor. Vergi kolaylığı da bonusu oluyor.

Kızılay’ın öyküsü Cumhuriyet öncesine dayanıyor. Savaşın yaralarını sarmakla başlayan hikaye, tüm felaket kurbanlarına el uzatmaya varmış. Kızılay, daima karşılıksız, şartsız, beklentisiz yardımlarla anılmış. Kimi mezarlıklarda gördüğünüz Kızılay sembolleri, insanların maaşlarını, varlıklarını, emeklerini ölürken bile Kızılay’a vermelerini simgeliyor. Fakat, AKP devrinde holdingleşen Kızılay’ın en küçük işine bile tuhaflıklar karışıyor. Bir okul yaptırırken bile Kızılay, başta vergi olmak üzere, sıra dışı işlere aracılık ediyor.

Su bulandı. Artık ne içene ne serinleyene yararı kaldı. Arınmak için evvel suyu temizlemeli…”

patronlardunyasi.com