YETERLİ Partili Yılmaz’dan dikkat çeken iktisat yorumu: Yüz yılın enkazı!

Sözcü müellifi Deniz Zeyrek’in, bugünkü köşe yazısında DÜZGÜN Parti İktisat Siyasetleri Lideri Prof. Bilge Yılmaz’la sohbetlerinde öne çıkan bahis, seçimden sonra ekonomiyi kimin yöneteceği. Zeyrek, Prof. Yılmaz’ın tespitlerini aktardı. İşte yazının tamamı…

UYGUN Parti başkanı Meral Akşener’in Kırıkkale’deki bir mitingde “İnşallah ekonomiyi yönetecek” diye tanıttığı DÜZGÜN Parti İktisat Siyasetleri Lideri Prof. Bilge Yılmaz’la uzun bir sohbetimiz oldu.

Bugün size Prof. Yılmaz’ın tespitlerini aktarmak niyetindeyim. Türkiye iktisadının Cumhuriyet tarihinin en makûs periyodunu yaşadığını kaydeden Yılmaz, iktisadın durumunu şöyle özetledi: “Yüz yılın enkazı!”

ERDOĞAN’LA BİRKAÇ AY DAYANABİLİR

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın tekrar seçilmesi halinde iktisadın lakin birkaç ay daha dayanabileceğinin altını çizen Yılmaz, münasebetlerini şöyle sıraladı:

“Dış ticaret ve bütçe açıkları kritik düzeyde. Cari açık sürdürülebilir düzeyde değil ve o denli turizm gelirleriyle kapatılamaz. Ülkeye yatırım gelmiyor. Aksine yatırımcılar kaçıyor. Bizimkilere de sermaye denetimi uygulanıyor. Piyasa ve döviz baskılanıyor. Merkez Bankası, bankalara 20-30 milyon dolar düzeyinde hareket müsaadesi veriyor. Haliyle beşerler Kapalıçarşı’ya koşuyor. Bu nedenle ülkede çift kur oluştu. Bütçe açığı para basılarak bir yere kadar sürdürülebilir lakin onun da daha olumsuz sonuçları olacak.”

TEDBİRLERİ 8 MAYIS’TA AÇIKLARIZ

Yılmaz, seçimi Kemal Kılıçdaroğlu’nun kazanması halinde neler olabileceğini de şöyle anlattı:

“15 Mayıs sabahı piyasa açıldı. Kemal Beyefendi, bizler şimdi mazbatalarımızı almadık. Bürokratlar gerekeni yapmayabilir (Bazı BDDK ve Merkez Bankası bürokratlarının yurt dışına kaçmak isteyecektir. Zira çok zenginleştiler). Bu türlü bir durumda baskı rejimi biter. Döviz kuru özgür kalır, haliyle artabilir. Bonoya talep olmayabilir. Yani biz mazbataları alana dek büyük tahribat olabilir. O nedenle, bizler, yani bu işleri yönetecek arkadaşlar bir hafta öncesinden, 8 Mayıs’tan itibaren bu tahribat yaşanmasın diye yapılacakları açıklamaya başlayacağız. Oluşturulacak itimat ortamıyla, geçiş devrinde yaşanacak panik ortamı önlenebilir.”

ERDOĞAN IMF’YE MUHTAÇ, BİZ DEĞİLİZ

Ekonomiyi rayına oturtmak için çok vakitleri olmadığını anlatan Yılmaz, “Ekonomi krize gidiyor. 8 Mayıs’ta başlamalıyız. IMF ile çözülecek bir durum dahi yok. IMF uzmanlık, ucuz para, güvenilirlik sağlıyor. Bir de uygulamayı denetliyor.

hiçbiri Erdoğan’ın grubunda yok. Lakin biz hepsine sahibiz. O yüzden biz IMF’siz de gideriz” dedi.

IMF’nin geçmişte uyguladığı siyasetlerin istikrar hedeflediğini, lakin büyüme getirmediğini vurgulayan Yılmaz, “O nedenle IMF uygulamalarının en büyük faturası en fakir kısımlara ödetiliyor. Türkiye’de yoksulluk derinleştiği için fakirler artık daha fazla bedel ödeyemez” yorumunu yaptı.

ERDOĞAN VE FETÖ TAKIMLARIYLA ÇALIŞMAM

Millet ittifakının kazanması haline bürokraside kimlerle çalışılacağının belirlendiğini vurgulayan Yılmaz, kendisinin bakan olunca kimlerle çalışacağına ait soruya da şu karşılığı verdi: devir kemer sıkma siyasetleri uygulandığına dikkat çekilince Yılmaz şu değerlendirmeyi yaptı:

“Hali hazırdaki Erdoğan ya da FETÖ takımlarıyla çalışmam. Cinsel tacizcilerle, bayana ve çocuğa yönelik şiddet geçmişi olanlarla, yolsuzluğa bulaşmışlarla, liyakatsizlerle çalışmam.”

300 MİLYARI MÜTEVAZI BULDUM

Prof. Bilge Yılmaz, Kemal Kılıçdaroğlu’nun açıkladığı 300 milyar dolarlık yabancı yatırım sayısını mütevazı bulduğunu söyledi. 12 ayda 100 milyar dolardan fazla portföy yatırımı getirebileceklerini anlatan Yılmaz kelamlarını şöyle sürdürdü:

“Ben yapamayacağım işin kelamını vermem. Yapacağımızdan eminim. Yabancı yatırım konusunda Polonya’yı Hırvatistan’ı, Macaristan’ı ezer geçeriz. Dünyada büyük bir fırsat var. Bu fırsatı ben yaratmadım. Enflasyonu düşürüp hukuk devletini tesis edersek artık Doğu Avrupa’yı tercih eden yatırımcıları çekeriz. Bir yıl içinde olur bu. O parayı getiremezsek zati başarısız oluruz. Bekleyeceğimiz her gün fırsatı kaçırmış oluyoruz.”

TOGG, İHA, SİHA YANLIŞ BİR TARTIŞMA

İktidarın “Biz TOGG yapıyoruz, onlar kuru soğanla uğraşıyor” tenkidine cevap veren Prof. Bilge Yılmaz, şu cevabı verdi:

“Bu yanlış bir tartışma. Bir ülke bu düzeyde bir teknoloji geliştirmişse, dünyayla rekabet edebiliyorsa, o ülkede soğan, et tartışması olmaz. Zira o düzeye gelmiş bir ülke yüksek katmadeğer üretir. TOGG üreten ve dünyayla rekabet eden bir ülkenin halkı için soğan sorun olur mu? Norveç’te soğan ucuz mu? Hayır. Lakin Norveçliler çok âlâ kazandıkları için o soğanı alabiliyorlar. Biz teknolojisi yüksek eserlerde bu düzeye gelmişsek şayet ve insanlarımız soğan alamıyorsa ya sömürü nizamı vardır ya da katma bedelimiz hala düşük.”

KEMER SIKMADAN EKİM’DE DÜZELME

Kötü ekonomileri toparlamak için bir devir kemer sıkma siyasetleri uygulandığına dikkat çekilince Yılmaz şu değerlendirmeyi yaptı:

“Gayri Safi Ulusal Hasılaya nazaran ülkede toplanan vergi kâfi. Daha fazla vergi toplamaya gerek yok. Lakin önemli bir vergi adaletsizliği var. Bu nedenle vergi ıslahatı gerekiyor. Öteki taraftan teşvikler konusunda tam bir israf var. Kamu bankaları da yandaşlara servet transferi yapıyor. Biz bunları durdurup orada heba eden kaynakları dar gelirli vatandaşlar için kullanacağız. Ekim ayında halkımızın durumu bugünkünden daha uygun olacak.”

Türkiye’de geçmişte yapılan özelleştirmelerin hepsinin vatandaşın ziyanına olduğunu söyleyen Yılmaz, bu nedenle geçmişte yapılan özelleştirmelerle ilgili bağımsız kontrolünün önünün açılmasından yana olduğunu vurguladı. Kontrol organı olarak Sayıştay ve yargı kurumlarına işaret eden Yılmaz, şunları söyledi:

“Bir unsur bu türlü soyulduktan sonra önlem alınmazsa bir daha soyulur. Bu bir soygun. O nedenle hepsinin araştırılması lazım. Ayrıyeten Merkez Bankası’nın rezervleri satmasını araştırmalıyız. Kamu Özel İşbirliği projelerinde 3’e yapılacak iş 5’e yapılmışsa yanlışsız değil. Kimilerinde arka niyet olmalı. Bağımsız kontrol orada da olmalı. Çok güç bir alan lakin ülkenin parası bu projelerle yurt dışına çıkarıldı. Bağımsız bir kontrol sonunda buralarda da önemli bir tasarruf sağlanabilir.”

NEBATİ NEREDE OLUR BİLMEM

Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin verdiği hiçbir kelamı tutamadığını anlatan Bilge Yılmaz, “Her yaptığı yanlış çıktı. Yaptıkları göz boyamaktan ve paraları dağıtmaktan ibaret. Seçimden sonra nerede olacak bilemiyorum” dedi.

Türkiye’ye bir fark yaratabileceğine inandığı için geldiğini söyleyen Prof. Yılmaz, ülkenin ekonomik fotoğrafını uygun çalışmış. Anlattıklarından Millet İttifakı’nın başka bileşenlerindeki ekonomistlerle de uygun bağlantılar içinde oldukları ve iktisat takımlarını planladıkları anlaşılıyor. O nedenle, 14 Mayıs günü Kılıçdaroğlu kazanırsa, ülke iktisadında bir fark yaratabilirler. Bekleyip görelim.